top of page

Vahye Dayalı Dinler

Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’tir. Allah’ın peygamberleri aracılığıyla insanlara gönderdiği dinlere vahye dayalı dinler denir.Bu dinler aynı zamanda ilahî dinler olarak da adlandırılır. Ancak Yahudilik ve Hristiyanlık, Allah’tan geldiği şekliyle günümüze kadar ulaşamamış, insan eliyle değişikliklere uğramıştır.

Yahudilik

    Bu dine “Musa’ya bağlı olanların dini” anlamına gelen "Musevilik" adı da verilmiştir. Günümüzde Yahudilik, yüce Allah’ın Hz. Musa’ya (a.s.) göndermiş olduğu dinin bozulmuş olduğu hâlidir. Kur’an-ı Kerim’in gönderilmesi ile bu din nesh edilmiştir.

     Yahudiliğin tarihçesi, Hz. İbrahim’in Harran Bölgesi’nden, Kenan ülkesi de denilen Filistin’e göç etmesiyle başlar. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İshak ve torunu Hz. Yakup da burada yaşamıştır.

      Hz. Yakup, oğullarından Hz. Yusuf’a karşı derin bir sevgi duyardı. Kardeşleri, Hz. Yusuf’u kıskandılar ve onu bir kuyuya attılar. Mısır’a mal götüren bir ticaret kervanı Hz. Yusuf’u kuyudan çıkardı ve onu Mısır’da firavunun memurlarından birine sattı. Mısır’da yaşamaya başlayan Yusuf, daha sonra ailesini Mısır’a getirir ve böylece İsrailoğulları Mısır’a yerleşir. Yusuf’un ölümünden sonra Mısır firavunu İsrailoğullarına eziyet etmeye başlar. Çünkü İsrailoğullarının sayılarının giderek artması, kendisini ve Mısır’ın yerli halkını endişelendirir. Firavun, ileride ülkesine yönelecek bir saldırıda İsrailoğullarının düşmanla birlik olmasından korkar.

     Bir gün firavunun kâhinlerinden birisi kendisine, yakında İsrailoğullarından doğacak bir çocuğun onu, tahtından indireceğini söyler. Firavun, o yıl İsrailoğullarından doğacak tüm erkek çocukların öldürülmesini ister. Hz. Musa da bu sıralarda doğar. Annesi, onu bir süre sakladıktan sonra bir sandığa koyarak Nil Nehri’ne bırakır. Sandığı firavunun adamları bulur ve saraya götürür. Firavun, çocuğu evlat edinir ve böylece Hz. Musa, firavunun sarayında büyür.

     Hz. Musa, bir Mısırlı ile İsrailoğullarından birinin kavga ettiklerini görür ve ayırmak ister. Ancak bu sırada Mısırlı ölür. Olay duyulunca Hz. Musa, Medyen bölgesine gider. Bir süre sonra Allah (c.c.), Sina Dağı’nda Hz. Musa’ya peygamberlik görevi verir ve İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmasını emreder. Hz. Musa, firavunla yaptığı çeşitli mücadelelerden sonra İsrailoğullarını Mısır’dan çıkararak Sina Çölü’ne götürür. Sina Dağı’na çıktığı sırada kendisine Tevrat indirilir. Hz. Musa, İsrailoğullarına Tevrat’ı açıklar ve onları Filistin’e götürür. Fakat bu topraklara girmek için mücadele etmeyi kabul etmeyen İsrailoğulları ancak Hz. Musa’nın ölümünden sonra Filistin’e girebilirler.

     Hz. Musa’dan sonra İsrailoğullarına, Allah (c.c.) tarafından birçok peygamber gönderilir. Hz. Davut ve oğlu Hz. Süleyman bu peygamberlerdendir. Filistin’de güçlü bir devlet kuran İsrailoğulları, Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra güçlerini yitirir ve ülkelerini terk etmek zorunda kalırlar. Böylece dünyanın dört bir tarafına dağılırlar.

     

          Bazı inançları şöyledir:

 ► Yahudilikte tek Allah inancı vardır. Yehova adını verdikleri tanrı sadece Yahudilerin tanrısıdır, diyerek Allah inancını millileştirmişlerdir.

 ► Tanrının en sevgili kullarının kendileri olduğuna inanırlar.Yalnızca tanrıya ibadet edilir. Tanrı, insanların tüm davranış ve düşüncelerini   bilir. Buyruklarına uyanları ödüllendirir, uymayanları ise cezalandırır.

 ► Hz. Musa’dan sonra gelen peygamberlere ve gönderilen kutsal kitaplara inanmazlar.

           İbadetleri:

  • Günlük, haftalık ve yıllık ibadetleri vardır, ibadetler genellikle dua ve Tevrat’tan bölümler okuma şeklinde gerçekleşir.Günlük ibadetler, günde üç kez birlikte ya da tek başına okunan dualardır. Haftalık ibadet, cumartesi günleri sinagog veya havra denilen ibadet yerlerinde topluca yapılır.

  • İbadethaneleri havra veya sinagogdur.

  • Yahudiliğin sembolü Davut yıldızıdır.

 

          Yahudilikte On Emir Önemli Yer Tutar

  1. Karşımda başka ilahların olmayacak.

  2. Kendin için oyma put yapmayacaksın ve ona tapmayacaksın.

  3. Tanrının adını boş yere ağzına almayacaksın.

  4. Sebt (cumartesi) gününü kutsallaştırmak için hatırında tutacak ve o gün hiçbir iş yapmayacaksın.

  5. Anne ve babana saygı göstereceksin.

  6. Öldürmeyeceksin.

  7. Zina etmeyeceksin.

  8. Çalmayacaksın.

  9. Komşuna karşı yalan yere tanıklık yapmayacaksın.

  10. Komşunun evine göz dikmeyeceksin.

Hristiyanlık

    Hris­ti­yan söz­cü­ğü, Me­si­h’e bağ­lı olan an­la­mı­na ge­lir. Ya­hu­di­ler I. yüz­yıl­da Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu’nun yö­ne­ti­min­de olan Fi­lis­tin’de tut­sak­lık al­tın­da ya­şı­yor­lar­dı. Tev­rat’ta ken­di­le­ri­ne bil­di­ri­len kur­ta­rı­cı Me­si­h’in gel­me­si­ni bek­li­yor­lar­dı. Hz. İsa, ken­di­si­nin ­bek­le­nen Me­sih ol­du­ğu­nu açık­la­dı. Bu ne­den­le de onun izin­den gi­den­le­re Hris­ti­yan de­nil­di.

    Günümüzde Hristiyanlık, yüce Allah’ın Hz. İsa’ya (a.s.) gönderdiği dinin bozulmuş hâlidir. Kur’an-ı Kerim’in gelmesiyle bu din nesh edilmiştir.

    Hz. İsa, Fi­lis­tin’de ba­ba­sız ola­rak dün­ya­ya gel­di. An­ne­si­nin adı Mer­yem’di. Hz. İsa otuz ya­şı­na geldi­ğin­de Al­lah (c.c.) ta­ra­fın­dan ken­di­si­ne İn­cil gön­de­ril­di ve pey­gam­ber­lik gö­re­vi ve­ril­di. O, Al­lah’ın (c.c.) buy­ruk­la­rı­nı İs­ra­ilo­ğul­la­rı­na ak­tar­dı. Ama İs­ra­ilo­ğul­la­rı­nın bü­yük bir kıs­mı ona inan­ma­dı­lar. Ona baş­lan­gıç­ta yal­nız on iki ki­şi inan­dı. Bu ki­şi­le­re, yar­dım­cı­lar an­la­mı­na ge­len “ha­va­ri­ler” de­nil­di.

    Ya­hu­di­ler, Hz. İsa’yı ya­lan­cı­lık­la suç­la­dı­lar. Onu öl­dür­mek is­te­di­ler. Ken­di­si­ni Ro­ma va­li­si­ne şi­kâ­yet et­ti­ler. Hris­ti­yan inan­cı­na gö­re Hz. İsa ya­ka­la­na­rak çar­mı­ha ge­ril­di. Hz. İsa’nın ölü­mün­den son­ra ha­va­ri­ler Hris­ti­yan­lı­ğı giz­li giz­li yay­ma­ya de­vam et­ti­ler. İn­cil’i açık­la­mak ve Hris­ti­yan­lı­ğı yay­mak için çe­şit­li böl­ge­ler­de ça­ba gös­ter­di­ler. Bu di­ni be­nim­se­yen­ler, Ro­ma İm­pa­ra­to­ru Kons­tan­tin za­ma­nı­na ka­dar çok sı­kın­tı çek­ti­ler. Kons­tan­tin, 313 yı­lın­da Hris­ti­yan­lı­ğı res­mî din ola­rak ka­bul et­ti.

         Bazı inançları:

 ► Hristiyanlığın temelini teslis (üçleme) inancı oluşturur. Bu inanca göre Tanrı kavramı Baba, Oğul ve Kutsal Ruh   şeklinde ifade edilir. Her biri tanrı hükmünde olduğu gibi hepsine birden de tanrı denilebilir, ibadetler ve dualar   genellikle Hz. İsa adıyla yapılır.
 ► Kutsal kitabı İncil’dir. Matta, Markos, Luka ve Yu-hanna ayrı ayrı incil’i kaleme almışlardır.
 ► Son peygamber Hz. Muhammed’e ve Kur’an’a inanmazlar.
 ► Vaftiz, günah çkarma, aforoz, asli günah gibi inançlar önemlidir.Vaf­tiz, ço­cuk­la­rın ve Hris­ti­yan olan­la­rın ki­li­se­   de pa­paz ta­ra­fın­dan vaf­tiz kur­na­sın­da­ki kut­sal su ile yı­kan­ma­sı an­la­mı­na ge­lir. Vaf­tiz, Hris­ti­yan ol­ma­nın ilk ko­şu­lu   ola­rak ka­bul edil­mek­te­dir. Gü­nah çı­kar­ma, gü­nah iş­le­yen ki­şi­nin gü­na­hı­nı pa­pa­za iti­raf et­me­si de­mek­tir. Pa­paz, af­   fet­me yet­ki­si­ne sa­hip olan ki­li­se adı­na gü­na­hı ba­ğış­la­ya­bi­lir.
 ► Din adamları papaz, rahip ve rahibe gibi isimlerle çağrılır.
 ► Din adamları, Tanrı ile insanlar arasında özel bir konuma sahiptir. Bu özel statüye “Ruhbanlık” denir.

        İbadetleri:

    Hris­ti­yan­la­rın gün­lük, haf­ta­lık ve yıl­lık ol­mak üze­re üç tür iba­det­i var­dır. İba­det­ler, ki­li­se adı ve­ri­len iba­det yer­le­   rin­de top­lu ola­rak ya­pı­lır. Din adam­la­rı, pa­paz ya da ra­hip adı­nı alır. Ki­li­se­nin sem­bo­lü haç­tır ve iba­de­te çağ­rı     çanla  ya­pı­lır.

İslamiyet

  İslam kelimesi sözlükte; teslim olmak, boyun eğmek, itaat etmek anlamlarına gelir. Allah Teala’nın emirlerine teslim olup itaat etmeğe dayanan bir din olması sebebiyle bu dine İslam denilmiştir.

 

  Terim Anlamı; Allah tarafından peygamberler aracılığıyla insanlara bildirilen, dünyada ve ahirette insanları mutluluğa ulaştıracak hayat şekli, itikadî ve amelî bir nizamdır.İslam, akıl sahibi insanları kendi tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilahî bir kanundur.

 Bu dinin kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim, peygamberi ise Hz. Muhammed’dir (s.a.v.).

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  İslam, insanın içi ve dışı, kalbi ve kalıbı, aklı ve vicdanı, arzusu ve nefreti, duygusu ve hassasiyetiyle Allah’a teslim olup boyun eğmesidir. Kalbini ve aklını, elini ve eteğini, içini ve dışını Allah’ın hükmü dışındaki her türlü etkiden kurtarmaktır. İslam, genel nizam, hayatın her cephesiyle ilgili kanun ve vahiyle emredilip, peygamberle tebliğ edilen, insan davranışlarının programıdır. Bu programa uyana sevap; uymayana ceza vardır. İslam, Allah Teala’nın indirdiği ahkam (hükümler), akide, ibadet, ahlak, muamelat, Kur’an ve sünnetteki haberlerin bütünüdür.

  İslam’ın zıddı, cahiliyyedir. (Cahiliyye bir inanç ve yaşama biçimi olarak İslam’ın dışındaki her türlü küfrün ortak adıdır. Küfür demektir.) İslam’ın her parçasının karşısında mutlaka cahiliyye vardır. İslam tüm ayrıntılarıyla cahiliyyenin karşıtıdır. Çünkü İslam’dan her bir cüz, Allah’ın her şeyi içine alan ilminin eseridir. Ona karşı olan her düşünce ve hareket de, mutlaka cahiliyyedir. Çünkü o, sınırlı insan ilminin eseridir. Üstelik insanın heva ve arzuları kendisine galip gelebilir; güzeli çirkin, çirkini de güzel görebilir.

 

       

        
 
 
   
 
     
 
 
 
 
 
 
 
 
 
   İslam Dini’nin Gayesi

 

    İslam’ın getirdiği hükümler, insanların mutluluğunu amaçlamaktadır. Bu hükümlere uygun hareket edenler, hem dünya hem de ahiret saadetini kazanacaktır. İslam, kişinin kalbini, aklî düşüncelerini ve amellerini ıslah ederek, onları yükselterek bu saadetlere ulaştırır. Toplumun saadeti de ferdin saadetine bağlı olduğundan, kişinin mutluluğu aynı zamanda cemiyetin de mutluluğudur. İslam, bu hedefi gerçekleştirmek için birtakım hükümler koymuştur. Bunlara şer’î hükümler denir. 

 

    İslam, evrensel bir dindir. Allah (c.c.), buyruklarını Hz. Muhammed (s.a.v.) aracılığıyla tüm insanlara göndermiştir. Bu konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de, “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik...” (Sebe suresi, 28. ayet.) ifadesi yer alır               

    İslam'ın temel inanç esasları: Allah’ın (c.c.) varlığına ve birliğine, meleklere, kutsal kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve kadere inanmaktır.

    İslam dininde, Müslümanların yerine getirmekle yükümlü oldukları ibadetler önemli bir yer tutar. Namaz, oruç gibi bedenle yapılan ibadetlerin yanı sıra hac gibi hem mal hem de bedenle yapılan ibadet ve yanlızca mal ile yapılan zekât gibi ibadetler de vardır. Bununla birlikte İslam dini hayatın tamamını ibadet olarak görür.

    

                       

                                                   Oruç tutmak, Müslümanların yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetlerdendir.

 

        İslam dini, tek tanrı inancına dayalı bir dindir. İslam inancına göre Allah’tan (c.c.) başka tanrı yoktur. Hiçbir şey ona ortak koşulmaz ve ondan başkasına ibadet edilmez. Allah (c.c.), en güzel biçimde yarattığı insanlara yol gösterici olmak üzere, zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, insanlar içinden seçilmiş ahlaklı, erdemli kimselerdir. Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamberlerin sonuncusudur.

        İslamiyet, akla ve mantığa uygun olan, bilimsel gerçeklere ters düşmeyen bir dindir. Onun bütün hükümleri açık, anlaşılır ve uygulanabilir nitelikte olup insanın dünyada ve ahirette mutluluğunu sağlamayı amaçlar.

        İslam, birey özgürlüğüne son derece önem veren bir dindir. Allah (c.c.), insanı yaratmış, ona akıl ve irade vermiştir. Bu nedenle insan, yaptıklarından sorumlu tutulmuştur. Bu sorumluluk bireyseldir. Yani kimse kimsenin sorumluluğunu yüklenemez. Herkes işlediği kötülüğün veya iyiliğin karşılığını kendisi görecektir.

        İslam dini, insanın hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışmasını ister. Böylece İslam, dünya ve ahiret dengesini sağlar. Biri için diğerinin terk edilmesini uygun görmez. Bu yüzden bireyi hem çalışmaya hem de ibadet etmeye özendirir.

        İslam dini, güzel ahlaka büyük önem verir. İnsanlara doğruluğu, adaleti, başkalarının hakkına saygıyı, yoksullara yardım etmeyi, anne, baba ve büyüklere saygılı davranmayı emreder. Yalanı, hileyi, dedikoduyu, savurganlığı; insanlara, hayvanlara ve doğaya zarar vermeyi yasaklar. Toplumda barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşanmasını amaçlar.  

bottom of page