Çin ve Japon Dinleri

Taoizm
Çin’in en eski dinlerinden biri olan Taoizm, Şintoizm ve Konfüçyanizm’e tepkisel olarak ortaya çıkmış bir dindir. Kurucusu Lao Tzu (Lao-Tse)’dur. Hayatı hakkında az bilgiye sahip olunmasına rağmen Honan’da doğduğu, MÖ. 604-517 yılları arasında yaşadığı ve Konfüçyüs’ün çağdaşı olduğu düşünülmektedir.
Taoizm’e göre dış dünyadaki varlıklar ve nesneler, gerçekte var olmayan görüntülerdir. Çünkü dış dünyadaki varlıklar, çelişki ve karşıtlıklarla doludur. Çevremizde gördüğümüz varlıklar, aldatıcı bir dünyayı oluşturur. Yalnızca tek gerçek vardır, o da Tao’dur. Tao, doğru olan yoldur, evrenin düzenidir. Tao, öncesiz ve sonrasızdır. Kendiliğinden vardır, betimlenemez. O, aynı anda her şeyin başlangıcı, her şeyin izlediği yoldur. Bireysel bir varlık ona sahip olduğu yani Tao’ya uygun hareket ettiği zaman Tao, söz konusu bireysel varlığın kişiliği ya da erdemi olur. Bireyin ideal yaşamı, ideal toplum düzeni, ideal yönetim biçimi Tao’ya dayanır ve Tao tarafından yönlendirilir. Yaşam biçimi olarak Taoizm; basitliği, sakinliği, zayıflığı ve en önemlisi kişinin, kendisini doğanın işleyişine bırakarak hiçbir şey yapmamasını yani eylemsizliği içerir.
Taoizm “Tao” kavramı üzerine inşa edilmiştir. Tao “yol, doğruluk, tabii dünya nizamı” gibi anlamlara gelir. Taoizm’in büyücüleri, rahipleri, rahibeleri, dinî şefleri ve kendine has ayinleri vardır.

Taoizm, mistik yönü ağır basan bir yapıya sahiptir.
Taoizm’e göre insan raks ve sarhoşlukla vecde ulaşabilir. Hayatını tehlikesiz bir şekilde yaşamak ve sürdürmek isteyen insan iyi bir yemek rejimi oluşturarak aşırılıktan kaçınmalıdır. Böylece ölümü biraz daha geciktirmiş olur.
Taoizm’in başlıca öğretisi, ebedi, gayri-şahsi mistik bir üstün varlıkla ilgilidir.
Taoizm’e göre bu alem mevcut olan (Yang)’la mevcut olmayan (Ying)’ın birleşmesinden meydana gelmiştir.
Bazı kaynaklara göre Tao, Tanrı’nın sembolleşti-rilmiş varlığı olarak anılmaktadır.
Taoizmin temeli mistik panteizmdir. Yani herşey Tanrısal bir özellik taşır. Tao, dünyayı yöneten sebeptir. O görülmeyen, işitilmeyen, kavranılması mümkün olmayan bir yaratıcı prensip olarak algılanmaktadır.
Taoizme göre insan, ancak manevi yönüyle insandır. Bunun için Tao; rehber olarak kabul edilmelidir.
Taoizmin temel prensibi “iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapmayanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi olmasını sağlamak” olarak özetlenebilir.
Taoizmin ahlak anlayışı üç ana noktada toplanabilir. Bunlar; basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak, mütevazi olup nefsini gurur ve kibirden uzaklaştırmak ve bütün canlılara karşı merhametli olmaktır.
Taoizm ‘in mukaddes kitabı Tao-Te-King (Tao ve Fazilet)’dir.
Toplam taraftar sayısı yaklaşık olarak 95 milyon civarında olan Taoizm, günümüzde Çin, Japonya, Kuzey ve Güney Kore’de yaygın bir din olmasına karşın taraftarlarının büyük bir çoğunluğu Güney Kore’de yaşamaktadır.


Konfüçyanizm
Konfüçyanizm, M.Ö. 6. ve 7. yüzyıllarda Çin’de ortaya çıkan bir dindir. Dinin kurucusu Konfüçyüs (M.Ö. 551- 479) adındaki bir filozof (bilge)’tur.Şantung eyaletinde doğmuş ve orada ölmüştür. O zamandan beri eyalet Çinlilerce kutsal sayılır. Konfüçyüs’ün hayatında başarılı bir öğretmenlik dönemi vardır. Onun en önemli özelliklerinden biri kendine aşırı güvenidir.Bütün hayatı boyunca insanları, iyiye, doğruya ve şereşi bir yaşamaya yönelten,inandığı prensipleri yaymak için kitap yazan Konfüçyüs, daha çok akla hitap metodunu
kullanmış, mistik bir tavır takınarak metafiziğin her türünü reddetmiştir. Çin kültürünü tekrar ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Konfüçyüs öğretilerinin bir din mi, yoksa insanlar arası ilişkileri sistemleştiren ahlaki öğretiler mi olduğu konusu tartışılmaktadır. Tien
adında bir tanrıya inanılır. Konfüçyanizm’de insanın evlenmeden veya bir erkek evlat bırakmadan ölmesi büyük günah sayılır. Çünkü erkek evladın, ata ruhlarına ibadeti devam ettireceğine inanılır. Ata ruhları her aile için özel koruyuculuk görevini yerine getirir.

Konfüçyanizm, Vu-Ti (M.Ö. 140-87) zamanından 1912 yılına kadar devletin
resmi dini kabul edilmiştir. Bir bakıma Konfüçyanizm, geleneksel Çin Şinizmi’nin kurumsallaşmış şeklidir. Konfüçyanizm ´in mukaddes kitapları, Konfüçyüs ´ün öğrencileri tarafından büyük bir dikkatle toplanmıştır. Bu metinler Konfüçyüs’e isnat olunan (Ta- Hio,Tehoung-Young) ve (Loun-You) iki kitaptan meydana gelmiştir ve 1- Klasikler, 2- Kitaplar diye iki kısma ayrılır.
Konfüçyüs bütün eski Çin metinlerini (sosyal, dini, ahlaki gelenek, görenek) gözden geçirmek suretiyle atalar kültürüne dayalı Çin medeniyetini ortaya koymak istemiştir. Konfüçyanizm’de ayrı bir rahipler sınıfı olmadığı için ayinler genellikle devletin yetkili memurlarınca yönetilir. Dünyanın üstün idarecisi Gök tanrı için yapılan törenleri hemen ekseriyetle imparator yönetir. Her yıl 22 Aralık gece yarısından sonra başlayan bu törenler adaklar, içkiler, yiyecekler ve müzikli alaylar şeklinde icra edilir. Pekin’in güneyindeki dünyanın en büyük mihrabı sayılan üç teraslı beyaz mihrabın çevresinde yapılır.
Konfüçyüs’ten önce de çok yaygın olan atalara ibadet, ondan sonra da devam etmektedir; çünkü bu dinin ölmüş ata ruhlarının ev veya mezarın etrafında dolaştıklarına inanırlar. Bu bakımdan evin sakinleri belli zamanlarda, ölüleri için kutsal birliği sağlamak üzere yiyecek hazırlamayı bir görev bilir. Konfüçyanizm’de ruhlar önemli bir yer tuttuğu için ruhları rahatsız etmekten son derece sakınılır.
Konfüçyanizm, MS. 1912 yılına kadar Çin’in resmi devlet dini olmuştur. Bu dinin bugün, 350 milyon civarında inananı bulunmaktadır. Bunların büyük bir kısmı Çin’de geri kalanları ise Japonya, Burma, ve Tayland’da yaşamaktadırlar.


Şintoizm
Dünyanın en eski dinleri arasında yer alır. Japonların Milli Dini karakterini sergilemektedir.Şintoizm’in Japonca’da karşılığı Kami-Nomiçi ‘dir ( Tanrıların Yolu). Şintoizmin herhangibir kurucusu yoktur.
Şinto türbeleri Japonya’da 100 binin üzerindedir. Türbelerde hiçbir resme tapılmaz. Sunak üzerine günlük olarak taze yiyecekler, su, tütsü vb. şeyler konur. Tüm evrenin kutsallığında içsel bir inanç vardır ve insan bu kutsallıkla uyum içinde olabilir. Şintoistin anavatanına yönelik hararetli sevgisi, Japon halkının kendi ülkelerine olan
bağlılığında ifadesini bulmaktadır. Şintoizm yaklaşık 2500-3000 yıl önce ortaya çıkmıştır. 13 eski mezhebi olup, her birinin kendi kurucusu vardır. Kutsal metinleri,Japonya Kayıtları Kokiji (Eski Olayların Kayıdı) Nikorg Yengişiki (Yengi döneminin Enstitüleri)’ dir. Şintoizm ‘in bir diğer özelliği milli, iptidai resmi inanış sistemi bulunmayan, diğer dinlere karşı oldukça hoşgörülü bir din olmasıdır. Şintoizm’in 2 temel özelliği kısaca; milli bir dindir, tabiata tapmaya önem verir. Belli bir kurucusu ve inanç sistemi olmayan, milli, geleneksel, çok tanrıcı, diğer dinlere hoşgörülü, ata ruhlarına saygı gösterilen bir dindir.

Nakledildiğine göre Japonya’da 8 milyon ilah vardır. Dağ, ırmak, ateş, gök gürlemesi, fırtına, yağmur, vb. ilahlar dışında her meslek sahibinin de ayrı bir ilahı vardır. Ölüler yaşayanlara muhtaçtır. Kendilerine ikram yapıldığı, mezarın üzerine yiyecek, içecek, eşya vs. konulduğu sürece mesut olurlar.
İmparator, Güneş ilahesinin torunudur. Genellikle Japonlar dünyanın iyi ve kötü ruhlarla dolu olduğuna inanırlar. Şintoizm ‘de ibadetler tapınaklarda veya evde yapılabilir. Mabetlerde genellikle eskiliği açısından değerli olan ayna, kılıç ve mücevherli taş bulunur. Japonların ibadet şekilleri çok sade ve basittir. İbadet etmek isteyen kişi mabede gider, elini, yüzünü ve ayaklarını Müslümanların abdest almaları gibi yıkarlar. Mabetteki kıymetli eşya karşısında diz çöker. İbadetini tamamlar ve dışarı çıkar. Eskiden ibadette kurban bulanmasına rağmen, günümüzde rastlanmamaktadır.
İbadet için temizliğe çok önem veren Japonlar bunu ihmal etmeyi büyük günah sayarlar. Bazı özel durumlarda İslam inancındaki gusüle benzer bir temizlik yaparlar.
-
İbadeti rahipler idare eder.
-
Evlenme törenleri mabetlerin bitişindeki evlenme salonlarında rahipler tarafından icra edilir. Cenaze törenlerini ise Budist rahipler yönetir. Bu anlayış bir Japon tarafından “Biz Şintoist doğar, Budist ölürüz” şeklindedir. Onlara göre “Aile bir dindir,aile ocağı ise tapınaktır.” Ölülere karşı görevini yapan insan, yaşayanlara karşı olan vazifelerini de yerine getirmiş olur. Çok eski zamanlardan kalma duaları ezbere okumak, ilahlara hediyeler takdim etmek Japonların bugünde vazgeçemedikleri davranışlardandır.
-
Şintoizm ‘de ilahlar hem erkek (izanagi) hem de dişi (izanami) ‘dir. Bu iki ilah daha sonra geleceklerin ataları olmuştur. Şintoizm ‘de kutsal metinlerin de bu ilahların yaptıkları yazılıdır. Onlarda aynen insanlar gibi doğar, evlenir, banyo alır, hastalanır, kıskanır, ağlar ve ölür. Ahlaki karakterleri de insanlarınkine benzer. Bütün ilahlar doğrudan doğruya tabiat güçleri veya tabiatta bulunan bazı maddelerle ilgili görülmüştür. Tabiat ilahları arasında en önemlisi güneş tanrısı Amaterasu ‘dur. Şintoizm ‘in iki mukaddes metninde yıldız ve fırtına ilahları ile sis ilahesinin de adı geçer. Fuji-Yama Dağı da mukaddes dağlar silsilesinin en önemlidir.
-
Şintoizm ‘in kutsal metinleri de ikidir: Kojiki ve nihongi. Çin yazısının kabulünden önce kendilerine has bir yazıları bulanmadığı için Kojiki ‘nin yazıya dökülmesi 712 yılında imparatorun emri ile olmuştur. Tanrıların ve devletin ilahi kaynağı ile insanlığın
başlangıcından Kojiki kitabında bahsedilir. Nihongi ise, bir nevi Kojiki ‘nin yorumudur. Nihongi ‘de devlet hizmetlerinde görev alanların uyması gereken bazı tavsiyeler yer alır. Günümüzde Şintoizm milli bir din olması nedeniyle Japonlar arasında yaygındır.
Başta Japonya olmak üzere Japonların yaşadığı diğer ülkelerde de yayılma imkanı bulmuştur. Günümüzde Şintoistlerin sayısı 100 milyon’un üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
